GELENEKLER

10 Ocak 2011 – 22:45 -

DÜNDEN BUGÜNE DÜĞÜNLERİMİZ

Yakın Akraba Evliliği: Çukurova yöresinde akraba evliliği gününüzde azalmasına rağmen az da olsa rastlanmaktadır. Yöremizde halk birbirlerini tanımalarından dolayı akraba evliliğini tercih etmektedirler. Hatta yabancı biri ile evlenen kıza “hiç mi amcasının oğlu yoktu da başkasına gitti” deyimi vardır. Ayrıca mirasın dağılmaması için de akraba evliliği yapılmaktadır. Başkasına giden kıza kına gecesinde;

Baba kızın çok muyudu
Bir kız sana yük müyüdü
Kör elasın emmilerim
Hiç oğlunuz yok muyudu                                          

dizeleri okunarak (kızın ağzıyla) yabancıya gitmeme arzusu dile getirilir.

Kız beğenme:Evlilik yaşına gelmiş delikanlılar ile genç kızların yegane buluşma ve bir birlerini tanıma yerleri ya köy çeşmesinin başıdır veya Çukurova’da pamuk tarlaları veya düğünlerdir. Evin delikanlısı evlenme isteğini çeşitli şekillerde ailenin büyüklerine hareketleriyle anlatır. Bu hareketlerin en yaygın olanı Asabi hareketler, Sabah kuşluk vaktine kadar yatma, Babanın ayakkabısının tekine çivi çakma gibi tavırlardır.Mesajı alan ailenin büyükleri delikanlının evlenmek isteğini kız aramaya başlamakla cevap verirler. Yörede (Delikanlının bu durumuna Evlensek Olmuş) denir. Evlenecek çağdaki tavırlarıyla isteğini belirten delikanlının sevdiği bir kız olabileceği gibi, bu arzusunu aileye de bırakabilmektedir. Namzet kız aile tarafından bilindikten sonra, aile efradının kızı görmeye gitmeleri, onu tanımaları başlar. Erkek tarafının kadınları kızı ziyaret ederek sağlığı, ahlaki durumu ve becerisi hakkında çeşitli testler yapılmaktadır. Suyu ikram edişi, sofraya çıkardığı yemekleri ve yeteneklerinden tutunda, konuşturularak dilinde kekemelik olup olmadığı, yakınına oturup sorular sorularak ağzının kokusuna kadar herşeyi öğrenilir.

Kız isteme: Kız istemeden önce istenecek kızın soylu bir aileden olması istenir. Bu amaçla kızın ailesi çevreden sorulup öğrenilir. Aynı durum kız tarafı için de geçerlidir.Eğer kızın ailesi beğenilmiş ise kız görmeye gidilir. Kız görmeye oğlanın annesi, akrabalardan kişiler ve kendisi gider. Kızı beğenmişler ise sıra kız istemeye gelir. Kız istemeye çevreden kişiler ve oğlanın babası gider. Kız istenecek ailenin önceden haberi vardır. Bir süre sohbet edildikten sonra asıl konu açılır ve kızı isteyecek kişi “Allah’ın emri peygamberin kavli ile oğlumuza kızınızı istiyoruz” denilir. Kız ailesi bir süre düşünmek istediğini belirtir. Bu zaman zarfında yakın akrabalara danışılır kızın fikri alınır. Bundan sonra kız verilecekse damadın ailesine bir gün verilir, bu günde gelen aileye kızın verildiği belirtildikten sonra getirilen tatlı türünden şeyler yenir, buna ‘ağız tatlısı’ denir. Daha sonraki bir günde çevreden tanıdıklar davet edilir ve ikinci bir büyük tatlı töreni tertip edilir. Bundaki amaç ailelerin birbirlerini tanımasıdır.

Gelinlik görme: Söz kesiminden sonra kız evine yapılan ziyaretlere “Gelinlik görme” denir. Eğer hemen düğün yapılmamış ise bir yıl sözlü kalınmış ise Ramazan ve Kurban Bayramlarında gelinlik görmeye gitme yörede adettendir, gidilmezse çok ayıp sayılır, genç kız akranları arasında mahçup duruma düşer ve alay konusu olur. 
 

NişanNişan töreni düğünden önce yapılıp çiftlerin evlenmek için hazırlıklara başladığı dönemdir. Nişan töreni yapıldıktan sonra düğün için hazırlıklar başlar. Nişan ile düğün arasındaki zamanda çiftlerin birbirlerini daha iyi tanımaları amaçlanmaktadır.Nişan töreni aile çevresinin belirlediği bir günde yapılır. Nişanın günü belirlendikten sonra nişana çağrılacak kişiler davet edilir. Nişan daha çok kız evinin tertip ettiği bir tören niteliğindedir.Tören kız evinde veya salonlarda yapılır. Törene katılanlar bir süre eğlendikten sonra, takı töreni yapılır. Bunda amaç evlenecek çifte yuva kurmalarında yardımcı olmaktır. Takı törenine öncelikle yakın akrabalardan başlayarak getirdikleri takılar veya vermiş oldukları para ilan edilir. Takı takma işi bittikten bir süre sonra nişan sona erer.

Düğün ekmeği:Düğünden bir hafta öncesinden başlanarak en az üçgün yapılan yufka ekmek yapımı vardır ki buna “Düğün ekmeği” denir. Düğün ekmeğini komşu kadınları bir araya gelerek büyük bir yardımlaşma örneği sergilerler. Diğer taraftan düğünde kullanılacak bütün malzemeler hazır hale getirilir. Sağdıçlar belirlenir Sağdıçlar, Düğün başlamadan damadın bütün hizmetleri ve hazırlıkları ile onun öğütlenmesi nasıl davranacağının öğretilmesi sağdıçlara aittir.

Düğün: Düğün hazırlıkları tamamlandıktan sonra her iki aile birleşir ve düğün günü tespit edilir. Genellikle düğünler cuma günü başlayıp pazar günü sona ermektedir.Düğün günü tespit edildikten sonra düğüne çağrılacaklara, akrabalık derecesine göre çeşitli hediyeler gönderilir. Buna okuntu denir.

Bayrak dikme: Düğünler köylerde genellikle Cuma günü Cuma namazı çıkışı camii cemaatının topluca düğün yapılacak eve giderek bayrağı dikmesi ile başlar. Uzunca bir ağacın ucuna bağlanan bayrak yüksekçe bir yere bağlanır. Köyün imamı veya kabul görmüş yaşlı biri tarafından kısa bir dua ile bayrak dikilir buna “Bayrak kaldırma” denir. Bayrağın dibine küçükbaş bir hayvan kesilir buna da “Bayrak kurbanı” denir. Bayrağın dibinde davullar çalmaya başlar ve düğün başlamış olur. 

Çaba Töreni: Törenin amacı evlenen çiftlere yardım etmektir. Yemekten sonra çaba olacak kişiler bir yere otururlar. Düğünde davul zurna eşliğinde yapılan çabada, kişiler yakınlıkları ve maddi durumlarına göre düğün hizmetlerinden sorumlu şahsa bir miktar para verirler. Bu şahsa”Abdal ağası” denir. Bu toplanan paralar masraflar için kullanılır.Çaba töreninden sonra davul zurna eşliğinde çeşitli oyunlar oynanır. Bu oyunlar güncel ve yöresel halk oyunlarıdır.

Kına töreni: Kına töreni kız evinde olur. Öğle yemeğinden sonra (veya gece olabilir) kına yakmak için kız evine gidilir. Kız evinde çeşitli oyunlar oynandıktan sonra kına tepsisi çıkarılır. Kına tepsisinin üzerine kına ile birlikte mumlar dikilir. Bununla orada bulunan kişiler müzik eşliğinde çeşitli oyunlar oynarlar. Daha sonra kına tepsisi gelinin başı üzerine getirilerek kına türküsü adı verilen türküleri söylerler. Bu türküler daha çok gelin övme,gelinin babası evinden ayrılışından dolayı üzüntüsünü belirten niteliktedir. Bundan sonra kına töreni sona erer

 Kına Türküsü

Baba kızın çok muyudu
Bir kız sana yük müyüdü
Kör olası emmi ellerim
Hiç oğlunuz yokmuyudu

Elimi yuduğum arklar
Belimi verdiğim dutlar
Aha geldim gidiyorum
Silip süpürdüğüm yurtlar

Tarlaya bostan ekerler
Siyecin geniş dikerler
Gurbet ele giden kızın
Gözüne sürme çekerler

Kız anası kız anası
Başında mumlar yanası
Biz gınayı yakıcık
Gelsin bunun öz anası

Kız anası kız anası
Başında mumlar yanası
Biz kınayı yakıcık
İzin verin gardaşları

Kız anası kız anası
Başında mumlar yanası
Biz kınayı yakıcık
Gelsin bunun öz anası

Kız anası, kız anası
Başında mumlar yanası         
işte  koyup gidiyorum
Hani bunun öz anası

Bindirdiler arab ata
Çevirdiler yönüm öte
Yollan beni eşim kızlar
Yedi Oluktan daha öte

Baba kızın çokmuyudu
Bir kız sana yükmüydü
Kör olası emmilerim
Hiç oğlunuz yokmuyudu?
 
Kuru yere gazzık çaktım
Batar gider demedim mi
Gurbet ele bir kız verdim
Yiter gider demedim mi

Baba ekinin bittimi
Gardaş ekmeğin artımı
İşte koyup gidiyorum
El gızı keyfin yetimi

Kapınızda kulp muyudum?
Pecenizde ot muyudum?
Bu yıllıkta dursayıdım,
Üstünüze yükmüyüdüm

Atladım geçtim eşiği
Sofrada buldum kaşığı
işte  bende gidiyorum
Büyük evin yakışığı

Evimizin önü kavak
Dalın kırdım ufak ufak
İşte bende gelin oldum (Sanki bende gelinmi oldum)
Elim kına yüzüm duvak

Elimi yuduğum arklar
Belimi verdiğim dutlar
işte bindim gidiyorum
Silip süpürdüğüm yurtlar

Çattılar ocak daşını
Koydular düğün aşını
Kız ağlatma gardaşını
Var git ağlayı ağlayı

Atladım geçtim eşiği
Sufrada koydum kaşığı
İşte koyup gidiyorum
Büyük evin yakışığı

Develioğlunun inadı
Keklik kafese tünedi
Vermen beni develiye
El âlem sizi kınadı

Kız anası kız anası
Yakın gelinin kınası
Kız anası kız anası
Elinde mumlar yanası

Evimizin önü kavak
Dalın kırdım ufak tefek
Sanki bende gelin mi oldum
Elim kına yüzüm duvak

Develer geldi düzüldü
Dizimin bağı çözüldü
Vermen beni develiye
Anamın benzi bozuldu

Samenim ( bir tören için bir araya gelen topluluk) geldi duruyor
Herhal kına yakıcılar
Yeni umudum kesildi
Ellaham (herhal) beni vericiler

Gelin Getirme: Düğünün son günü gelin getirilmek üzere kız evine gidilir. Kız evi gelini vermeden önce biraz naz eder. Kızın kardeşi kapıyı kapatır, gelinin götürülmesini geciktirmek ister. Hediyeler verildikten sonra razı edilir. Kızın kardeşi bizzat gelini arabaya bindirir. Gelin yola çıktıktan sonra gençler ve çocuklar yolu bağlayarak para ve hediye alırlar. Gelin oğlan evine geldiğinde vasıtanın üzerine arpa, kuru üzüm ve bozuk para atılır. Arpa atılmasının sebebi çocuklarının çok olması isteği ve ayrıca arpa atılarak ilerde zengin olmaları düşüncesi vardır. Daha sonra gelin arabadan indirilmeden önce bir kişi kapıyı tutarak oğlanın anası ve babasından, yakın akrabalarından indirmelik ister. Bunlar maddi gücüne göre hediyeler verirler. Bu hediyeler ileride damat tarafından sermaye edilecektir. Hediyeler paranın yanında mal olarak da verilir. Gelin arabadan indikten sonra eşikliğin önüne bir bardak konur ve bunu gelinin kırması istenir. Bunda düşünce kurulan yuvanın dağılmamasıdır. Tüm bu işler yapılırken gelinin yanında akrabadan yenge adı verilen iki bayan bulunur.

Baş bağlama: Düğünün ertesi günü gelinin başı bağlanır, mevlit okunur. Bu törene bayanlar katılır. Davetlilere şerbet dağıtılır. Mevlide gelenler para toplarlar, ayrıca kız işlemiş olduğu tülbentleri gelen davetlilere dağıtır. Bundan sonra kız baba evine el öpmeye götürülür. Düğünden bir hafta sonra kız evi oğlan evini yemeğe çağırır. Bundan sonra yemek davetleri karşılıklı olarak devam eder.Oğlan evi tarafında bulunan,sevilen kadınlardan geline öğüt niteliğinde olan türküler geline söylenir.

GELİN ÖĞÜDÜ TÜRKÜSÜ

Annaç da kuzu gelinim annaç da kuzu
Tüyü de kırmızı gelinim tüyü de kırmızı
Bir ağanın kızı gelinim bir ağanın kızı
Sen sefa geldin gelinim sen sefa geldin.

Giydiğin atlas gelinim giydiğin atlas
İğneler batmaz gelinim iğneler batmaz
Yalınız yatmaz gelinim yalınız yatmaz
Sen sefa geldin gelinim sen sefa geldin

Giydiğin kara gelinim giydiğin kara
İnme pınara gelinim inme pınara
Allah onara gelinim Allah onara
Sen sefa geldin gelinim sen sefa geldin

Gelmen kutlu olsun gelinim gelmen kutlu olsun
Yarenim, yoldaşım,bacım dilin tatlı olsun

Giydiğin çizme gelinim giydiğin çizme
Ökçesin büzme gelinim ökçesin büzme
İzinsiz gezme gelinim izin siz gezme

DÜĞÜNLERDE OYNANAN OYUNLAR

Gaba,Şirvani,Üçayak,Halebi,Kırıkhan,Lorke,Adanalı,Dokuzlu, Zerhoş,Kartal,Serçe,Garip Ceren,Beymayıl,Çiftetelli,Adana çiftetellisi,Arabi Çiftetelli, Köroğlu

Çiftetelli:Yörede en yaygın olarak oynanan kadın oyunudur. Genç kızlar kendi aralarında oynamaya bu oyunla başlarlar. Son yıllarda çiftetelli kadın erkek birlikte oynanan bir oyun halini almıştır.

Gaba, Şirvani gibi oyunlar, erkeklerin aktif olarak oynadıkları oyunlardır. Figürlerinin ağır olması ve uzun süreli oynanması nedeni ile kadınlar tarafından tercih edilmez.

Zerhoş: Zerhoş oyunu sadece erkekler tarafından oynanan bir oyundur. Oyun düğünde sarhoş olmuş birinin takliti ekseninde oynanmaktadır. Verilmek istenen mesaj ise alkol alanın sarhoş olacağı, bu davranışın ise kötü bir davranış olduğunun vurgulanmasıdır.

Oyunlarla ilgili hikayeler:Yörede oynanan türkülü halayların tamamının çok uzun yaşandığı söylenen hikayeleri mevcuttur. Ceren; Gavur dağlarının köylerinin birinde yaşanmış bir halk hikayesinin varlığı anlatılır. Sevdiği tarafından Ceren mahlası verilmiş bir genç kız ile sevgilisi Yetim Ali(Dadaloğlu) ekseninde yoğunlaşan bir hikayesi mevcuttur

Yöredeki Geleneksel çalgı:Yörede bütün oyunlar davul zurna eşliğinde oynanmaktadır. Davul orta boy davul zurna ise zurnalardır.

 SİN SİN OYUNU

Köroğlu grubunda bir oyundur. Osmaniye yöresi düğünlerinin en eski oyunlarındandır. Ancak yurdumuzun değişik yörelerinde de oynandığı bilinmektedirBu oyun özellikler düğünlerde davul eşliğinde oynanır. Oyunda en az iki kişinin olması gerekir.

OYUN: Açık bir alana büyük bir ateş yakılır. Genellikle düğünlerde gecenin geç saatlerinde ateşin etrafında oynanır. Ortaya sinsin ateşi adı verilen bir ateş yakılır. Ateşin etrafında tek bir kişi sert bir üslupla sekerek oynar. Oyunculardan biri ateşin bir tarafına, diğeri öbür tarafına yerleşir. Davul bu oyuna özgü bir ezgi çalar. Oyuncular davul eşliğinde oynamaya başlarlar. Müzik hızlandıkça oyuncuların hareketleri de hızlanır. Oyuncular önce başka bir yere doğru hareket ederken sonra bulundukları yerden başka bir yere doğru hareket ederler. Ateşin etrafında hareket ederek dönen oyunculardan ilk belirlenen diğerini yakalamaya çalışır. Kaçan oyuncu hareket etmeden önceki yerine yakalanmadan gelmeyi başarabilirse oyunu kazanmış olur. Kaybeden oyuncuya daha sonra ceza verilir ya da kazanan oyuncuya herhangi bir hediye verilir. Oyun böylece devam eder.Oyunun özelliği ateş etrafında ve davul eşliğinde oynanıyor olmasıdır. Oyuncular oyunu günlük kıyafetleriyle oynarlar.

 KARTAL OYUNU

Kartal Oyunu köy düğünlerde oynanan bir oyundur. Davul-zurna eşliğinde oynanan Kartal Oyunu, düğünleri renklendirmek ve eğlenmek amacıyla oynanır.

OYUN: Davul-zurna eşliğinde halay çekenlerin başında bir halay başı vardır. Halay başı halay sırasında bir çocuk tarafından kendisine verilen kamış sopayla halaya devam eder. Bir süre sonra halay çekenlerden ayrılan halay başı, grubun ortasına geçer. İki adımda bir sol ayağını silkeler, oynar. Halay ekibi de halay başının oyununu taklit eder. Hareketleri yanlış yapan kişiyi halay başı elindeki kamış sopayla döverek halaydan uzaklaştırır. Halay başı yaptığı hareketleri doğru yapanlarla birlikte son kez halay çeker. Halaydan atılanlar ve diğer konuklar oyun sırasında tempo tutarlar

KARTAL OYUNUNUN METİN YAPISI

1.Davul-zurna eşliğinde halay çekilir.

2.Köyün çocuklarından biri halay başına uzun kamış bir sopa verilir.

3.Kamış sopayı alan halay başı sopayla bir süre daha halaya devam eder.

4.Halayın ortasına geçen halay başı ritmik hareketler yapar.

5.Halay çekenler halay başının ritmik hareketlerini taklit etmeye başlar.

6.Hareketleri taklit edemeyenleri halay başı elindeki sopayla kovalar.

7.Oyun,oyunun kurallarına uymayanların cezalandırılmasıyla devam eder.

8.Halay başı oyunu sürdürebilenlerle tekrar bir araya gelerek halaya devam eder.

SERÇE OYUNU

Serçe Oyunu, düğünlerde davul-zurna eşliğinde erkeklerin oynadığı bir oyundur. Oyun özellikle baharda yapılan her düğünde oynanır.

OYUN: Oyun davul zurna eşliğinde halay çekilmesiyle başlar. Halay başı yönetir. Eline uzun bir kamış sopa alan halay başı müzik eşliğinde halayın ortasına geçer. İki ayağı üzerinde sıçrar, omuzlarını ve kollarını oynatarak topukları üzerinde ritmik hareketler yapmaya başlar. Halay ekibi halay başının yaptığı bu hareketleri taklit etmeye çalışır. Hareketleri yanlış yapan elbiselerinden birini çıkarır. Elbise çıkarmaya; yelek, ayakkabı ya da saat ile başlanır. Hareketlerini hızlıca sürdüren halay başı oyunu bir süre sonra durdurduktan sonra halay grubuna bakar. Halay grubu içinde en fazla soyunan kişiyi kamış sopayla dövmeye başlar. Cezalı oyuncu dayaktan kaçarken omuzuna küçük bir çocuk alır. Oyuncunun omuzuna aldığı bu çocuk daha sonra oyuncuya çıkardığı elbiseleri getirir.

SERÇE OYUNUNUN METİN YAPISI

1.Davul-zurna eşliğinde halay çekilir.

2.Halay başı elindeki kamış sopayla halay grubunun ortasına geçer.

3.Halay başı davul-zurna eşiğinde çift ayak zıplatma, topukları yere vurma, omuz oynatma vb. hareketler yapmaya başlar.

4.Halay grubu halay başının hareketlerini taklide çalışır. Hareketleri yanlış yapanlar üzerlerindeki elbiselerden birini çıkarırlar.

5.Halay başı oyunu durduruncaya kadar oyun devam eder.

6.Halaya son verildiğinde üzerinden en fazla elbisesini çıkaran halay başı tarafından kamış sopayla dövülür.

7.Oyun sonunda dayaktan kaçan cezalı oyuncu kaçarken omuzlarına küçük bir çocuğu da alıp kaçar.

 

 


Kategori Gelenekler | Yorum yok »

Bu yazı için yorumlar kapalıdır..