Köyümüzü Tanıyalım

10 Ocak 2011 – 21:37 -

KÖYÜN TARİHÇESİ      

                                                           BOZDOĞAN AŞİRETİNDEN VAYVAYLI KÖYÜNE   

                                                                       

Osman AKBUDAK (Aynı Osman) amcamızla yaptığımız  söyleşide Vayvaylı köyünün kurulması , bozdoğan aşireti ile diğer aşiretlerle yaşanan  olaylar aşağıdaki  şekilde dile getirilmiştir. Bizlere zaman ayırdığı için Osman amcamızın ellerinden öpüyoruz.

Bozdoğan aşireti büyük Selçuklu devletine bağlı  24 oğuz boyundan biri olan üçoklar koluna mensuptur. Bozdoğan aşiretininin başında Kayı hanın oğlu Bozdoğan bey vardır. Büyük Selçuklu devleti Alparslan yönetiminde Moğol baskısından kurtulmak amacıyla 1060 yıllarında horosandan anadoluya doğru göç eder. Konaklaya konaklaya Kars,Iğdır Muş güzergahında ilerlerken,bizans imparatoru 4.romen diyojen Selçukluların Anadoluya girmesini engellemek istiyor.1071 yılında Muşun Malazgirt ilçesi civarında 60 bin kişilik Alparslanın ordusuyla savaş kaçınılmaz oluyor ve ik ordu arasında savaş başlıyor. Bizans ordusu Alparslanın ordusuna yeniliyor. Romen diyojen esir düşüyor. Böylece Anadolunun kapısı Türklere açılmış oluyor.Türkler  Erzincana , Urfaya kadar ilerlemişler fakat Fırat nehrini kış aylarında çok azgın aktığı için geçememişler.Yaz aylarına kadar su seviyesinin düşmesini beklemişler.1086 yılı yaz aylarında Fırat nehrinden geçerken Süleyman şah(osm.imp.kurucusu Osman beyin dedesi) boğularak ölür.Süleyman şahın oğlu Ertuğrul gazi bu yol bize uğursuz geldi der ve amcası Kirmenşah ve Bağdata giderken kendisi Konya Bilecik tarafına gider.O sırada Bilecikte Alaaddin Keykubatın askerleriyle rum askerleri savaşmaktadır.Ertuğrul gazi Alaaddin Keykubata taraf olur ve savaşı kazanırlarAalaaddin Keykubatta Ertuğrul gaziyi yanına çağırır ve söğüt kışlanız, Domaniç yaylanız der.Buralarda biraz kalınsada bozdoğan aşireti Adanaya doğru yol alır.Çukurovadaki dulkadiroğulları beyliği,kozanoğlu beyliği ve avşar aşiret beylikleri bozdoğan aşiretini kendi bölgesinde istemezler.Bozdoğan aşiretini halepin Rakka kazasina kadar sürgün ederler.Rakkada bozdoğan beylerinden birisi ölür ve arkasından vaay vaay diye ağlayıp ağıt yakmalar olur.Böylece yerli aşiretler tarafından bizim aşirete vayvay lakabı takılır.Sonraki yılarda yanlarına ceritleride alarak tekrar Adanaya dönmeye karar verirler.Çukurovada bulunan kozanoğlu,dulkadiroğlu,Dadaloğlu ve avşar beyleri bunları Osmaniye Kanlıgeçit mevkiinde karşılayıp konuşupta  geldikleri yere geri gönderelim derler.Bozdoğan aşiretinin beyi bu gelenleri karşılayıp izzeti ikramda bulunur.Bu izzeti ikramı gören çukurova beyleri Dadaloğluna şu sazını alda söyleyeceklerimizi sazınla anlat adamlar bizi konuşturmaz etti diyorlar.Bozdoğan aşireti beyide yanındaki ceritoğluna ceritoğlu sende al sazınıda cevap verirsin diyor.Aralarında şöyle bir diyalog geçer.

 Dadaloğlu:     Aşiretler rakkadan sökün eyledi
                           Gönderirim sizi uruma doğru
                           Urumda da Avşar var kırarlar sizi
                           Sizi gönderirim yerinize doğru

 Ceritoğlu:      Dadaloğlu bu tehtidin banamı
                           Benim düz ovaya inmek niyetim
                           Sen gör kavga nasıl olur ceyhanda
                           Akan suyu(Ceyhan nehri)takım etmek niyetim

Dadaloğlu:     Çukurova bizim baba yurdumuz
                           Ali osmanoğluda(Osmaniye beyi)asıl  kurdumuz
                           Kozanoğlu,kadiroğlu, ben dördümüz
                           Yaralar açarız sinene doğru      

Ceritoğlu:      Atmışbin piyade yetmişbin atlı
                          Alışkın tüfeklerin hepsi yalım barutlu
                          Önde bozdoğanlıda,arkada ceritli
                          Yoksulluk kondururuz sinene doğru

Her iki tarafta taviz vermez ve bir ay sonra savaşalım derler.Hazırlıklar sürerken ramazanoğulları beyi, kozan oğluna bir mektup yazar.Mektubunda şu avşarlardan kurtulmak için iyi bir fırsat çıktı karşımıza dulkadiroğluna,dadaloğluna,aliosmanoğluna söylede  savaşa girmesinler ceritlerle bozdoğanlılar avşarları kırsın geçirsinler der.Savaş günü gelir çatar avşar beyi tek kaldığını anlar ancak sözünden dönmez savaş başlar. 500 atlı ile savaşa giren avşarlardan geriye 100 atlı kalır onlarda Kayseri Pınarbaşına giderler.

 Avşarbeyi giderkende şu ağıdı söyler

 Akşamınan ikindinin arası
Azgın olur eğri kılıç yarası
Zıncarlığınanda şu ceyhanın arası
Işıl ışıl kıpkırmızı kan oldu

Gece gördüğüm şu kara düşler
Hesaba gelmiyor kesilen başlar
Savaşa girmedi puşt arkadaşlar
Bu davadan ayrılması güç oldu

Sabah oldu kavga yine kuruldu
Öttü tüfek davlumbazlar vuruldu
Neçe Koçyiğitler yere serildi
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir

Böylece bozdoğan aşireti çukurovaya girer

Ogünlerde bozdoğan aşiretinin başında kerimoğlu vardır.Kerimoğlu Adana valisinden kendilerine yurt yeri verilmesini ister.Vali padişahtan gelen fermana bağlı olarak Karataş bölgesine yerleşin der.Ancak aşiret büyük olduğu için ucu misise kadar yayılır.Misise gelen bozdoğan aşiretine mensup grubun başında vayvayoğlu veli kahya vardır .Burada bir köy oluştururlar ve köyün adınıda hacı kodal köyü olarak koyarlar.İlk muhtarları Veli Kahya dır.Veli Kahyayı vali atamıştır ve köy 400 haneden oluşmuştur.Veli Kahya ilerleyen günlerde validen izin almadan 180 hanelik bir grupla  şu anki Anberinarkı köyünün savrun çayına yakın olan kısmına yerleşmek niyetiyle misisten ayrılır.Misisin köprüsünü gecip anavarza kalesi yakınlarında konaklıyorlar.Burada kolera salgınına yakalanıyorlar.içlerinden bir tanesi Kadirliye gelip 6 top kefenlik bez alıyor,kefen almaya gelen bu kişi Ateş Fakıların dedesidir.Kefeni alıp döndüğünde kefenin yetmediğini,yeni ölenlerin olduğunu görüp tekrar kefen almaya geliyor.Bu geliş gidişin 3-4 kez tekrarlandığı söylenir.Orada ölenler Tozlu köyü yakınındaki çarşıntı suyunun kale tarafındaki yamacına gömülüyorlar.şu an o mezarlık hala vardır ve tamamında dedelerimiz yatmaktadır.muhtar Veli Kahya hasan fakılardan rahmetli olan genç bir delikanlıyı gömerken gencin anası şu ağıdı yakıyor.

Vayvayoğlu veli kahya
Gönlümünen vermem sana
Yaşta küçük yolda büyük
Alt başta muttalip ağa(muttalip ağa bir alt mezardadır)

Sonraları Amberinarkı köyüne geliyorlar fakat avşar beylerinden Anber ağa buraya yerleşmelerine izin vermiyor.Veli Kahyada grubunu alıp önce Kadirliye yakın bir yere sonrada şu anki Vayvaylı köyü sınırları içerisindeki hüyük mevkisine yerleşiyor(köyümüzün güneybatı kesimi)önceleri bu bölgenin sulak olduğu ve onun için bu bölgenin seçildiği söylenir.o dönem yapılan evlerin yapımında kamış,berdi otu kullanıldığından dolayı  sık sık yangınlar çıkmış ve yerleşim yerleri değişmiştir. koca mezarlık ,meradaki tek dut (bu dut hala durmaktadır ve küçüksoyların dedesi hacıhasan tarafından dikilmiştir)  mevkii de eski yerleşim yerlerimizdendir.Daha sonraları ise salgın hastalıklar ve savaşlarda olan ölümler nedeniyle nüfus azalmış şimdiki köyümüzün olduğu yerde toplanılmıştır.

 COĞRAFİ DURUM

Köyümüz Kadirli ilçesine bağlı olup ilçeye 10 km.uzaklıktadır.Önceleri Adana iline bağlı iken 28.10.1996 tarihinde Osmaniyenin il olmasıyla birlikte Osmaniyeye bağlanmıştır.İl merkezine uzaklığı 35 km.dir.Köyümüz Kadirli Osmaniye karayolu üzerinde,ana yola yaklaşık 1km. uzaklıkta,Kadirli ilçesinin güneyinde bulunmakta ve ova üzerinde yer almaktadır.Köy arazisi kuzeye doğru yükseliş göstermekte 15km.sonra Toros dağlarının yükseltileri başlamaktadır.Köyümüz önceleri 80-90 hane iken zamanla ekonomik nedenli göçler ve eğitim nedeniyle 40-50 haneye kadar  azalmıştır.Özellikle arazilerin miras nedeniyle bölünmesiyle ekilen araziler küçülmüş buda üretim girdilerinin artmasına sebeb olmuştur.Köyümüzde okur yazar oranı %100 dür.Üniversite eğitimi alanlar ve  meslekleri ile devlet memuru olan hemşehrilerimiz sitemizde yer alan “KÖYÜMÜZDEN YETİŞEN DEĞERLER” bölümünde yeralmaktadır.Köyümüz Akdeniz ikliminin etkisi altındadır.Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçer.Yaz mevsiminin bunaltıcı sıcaklarından kurtulmak için köylülerimiz yaylalara giderler.Ulaşım imkanlarının artmasıyla günlük tarımla ilgili işlerini halledip tekrar yaylalara dönerler .Başlıca yaylalarımız Maksutoluğu, Kırksu, Meyremçil, Geben ,Akifiye , Çokak ve Çığşar yaylalarıdır

 

TARIM VE HAYVANCILIK

Köyümüz halkının tamamı tarımla uğraşmaktadır.Köyün tapulu arazisi 16 bin dönümdür(1600 hektar).Köyümüzde buğday,mısır,karpuz,yerfıstığı,turp ve son yıllarda kısmen pamuk ekimi yapılmaktadır.Arazilerin tamamında sulu tarım yapılmaktadır.Ayrıca kısmende bahçe tarımı yapılmaktadır.Köyümüzde yaklaşık 150 adet büyükbaş hayvan bulunmaktadır.Köy adına tahsis edilmiş 500 dönüm mera bulunmaktadır.Yaygın olarak mera hayvancılığı yapılmaktadır.


Kategori Köyümüzü Tanıyalım | Köyümüzü Tanıyalım için yorumlar kapalı

Bu yazı için yorumlar kapalıdır..