KALAYCILIK

01 Ocak 2012 – 08:10 -

Kalayın yumuşak ve kolay şekil verilebilir bir maden oluşuna paralel olarak insanlık tarihinde M.Ö.3000’li yıllara kadar uzanan bir geçmişi söz konusudur.Hava ile teması sonrasında kolay oksitlenmez.Bu yönü ile korozyondan korunması gereken eşyalarda kalaya çokca başvurulmasına neden olan en önemli özelliğidir. Eski dönemlerde  Türkler, bütün ihtiyaçlarını el becerileri ile karşılayarak hayatlarını devam ettirmekte idi. Kalaycılık da bu becerilerden biriydi. Türkler yemeklerini  kalaylı kaplarda pişirmeye özen göstermişler, yoğurtlarını kalaylı kaplarda mayalamışlar, düğün yemeklerini kalaylı leğenlerde ve kazanlarda pişirmişlerdir.Özellikle geçmiş yıllarda kullanılan bakır kap ve kacaklar havayla temas etme neticesinde oksitlenerek içinde bulunan yiyecek ve içeceğin kısa sürede bozulmasına neden olmaktaydı. Bu  nedenle büyüklerimiz  bakır kapların kalaylı olmasına son derece itina gösterirlerdi.Köyümüzde bakır kapların kalaylamasını işini rahmetli İbrahim abi(Rahmetli göde Osman emminin oğlu) yapardı.Zamanla bakır kaplar yerini cam ve çelik kaplara bıraktıktan sonra bu sanatta yok oldu.


Kategori Bunları Biliyor musunuz? | Yorum yok »

Post a Comment